Baskının, adaletsizliğin, sıkıntıların olduğu her yerde hatta rejimlerin en sıkı olduğu ülkelerde bile isyan, eleştiri ve protesto vardır. Bunların en güzel ve yoğun şekilde dile getirildiği alan ise müziktir.
Protest Müzik, adını 'Protesto' kelimesinden alan, toplumsal ve siyasi içerikli, dili sert, karakteri sert, toplumda susturulmuş kesimlerin muhalif görüşünün haykırışıdır.
Protest müziği bir çok müzik türünden farklı kılan özellik politik bir duruşa sahip olmasıdır ve bu nedenledir ki toplumsal konulardaki sıkıntıları dile getirmeyi amaç edinen bu müzik türü, ülkemizde arabesk ya da pop müzik gibi bir gelişim gösterememiştir. Çünkü edilgen değildir ve zaman zaman sekteye uğratılmış, susturulmuştur.
Türkiye'de 1960'ların sonu 1970'lerin başında şekillenmeye başlayan protest müzik, halkın kendi fikrine, emeğine ideolojisine sahip çıkma düşüncesiyle temelleri atılmış, farklı siyasi görüşlerin karşı tarafın düşüncesini çürütmek amacıyla kullandığı bir müzik türü olarak yoluna devam etmiştir. Ancak Eylül 1980 darbesi ve beraberindeki siyasi gelişmelerle büyük darbe almıştır. Bu dönemlerde bazı Protest müzik sanatçıları şarkılarında 'komünizm propangandası' yaptıkları gerekçesiyle yargılanmış ve tutuklanmıştır.
Bon Dylan, İnti İllimani, Pink Floyd, Boikot gibi sanatçı ve gruplar dünyada protest müziğin önde gelen temsilcileridir. Türkiye'de ise Ahmet Kaya, Zülfü Livaneli, Grup Yorum, Selda Bağcan, Mahzuni Şerif ve daha sayamadığımız nice sanatçılar bu muhalif türün gelişimine büyük katkılar sağlamışlardır. Özellikle Ahmet Kaya kendine has üslubuyla protest müziğe farklı bir yön vermiştir. Hepsinin buluştuğu ortak nokta ise toplumsal çürümüşlük, eşitsizlik, katliamlar ve 'insan' kavramıdır.
Günümüz müziğine baktığımızda 90'lar itibariyle protest müzik, hem dünyada hemde ülkemizde deyimi yerindeyse temelleri 1970'lerde Amerika'da atılan, siyahi halkın dışlanmışlığına isyanını dile getirdiği müzik türü olan Rap müziğinin içinde yeniden doğmaktadır.
İlk kez 1995'te adını duyduğumuz Almanyadaki Türklerin dışlanmışlığı ve ezilmişliğini müziklerinde dile getiren bir bakıma milliyetçi öğeler de kullanan Türkçe Rap müzik grubu Cartel, her ne kadar Türkiye'de Rap müziğin başlangıcı olarak kabul edilse de, piyasaya çıkan ilk Türkçe sözlü rap şarkısı Almanya'da 1991 yılında King Size Terrror'un 'The World is Subversion' albümünde yer alan 'Bir Yabancının Hayatı' adlı şarkıdır. Adından da anlaşıldığı üzere konu yine Türklerin Almanya'da yaşadığı sorunlardır. Kim bu King Size Terror derseniz, Karakan grubundan tanıdığımız Alper A.'nın ta kendisidir. O zamana kadar ingilizce şarkılar yazan Alper A. Bu şarkısı ile Türkçeye geçiş yapmıştır. Türkiye'de bandrollü olarak piyasaya sürülen ilk Rap albümü ise Hedef 12 grubunun 'Tam İsabet' albümüdür. (1996)
İsyanın müziği, teknolojik ve sosyolojik gelişmelerle birlikte müzikal olarak değişim ve gelişim gösterse de, içerik olarak herhangi bir değişime uğramamıştır. Zaten bu müziği belli bir müzikal kalıp içerisine sokmak çok yanlış olur. Çünkü protest müziklerde önemli olan melodiler değil sözlerdir, yani şarkının bize ne mesaj verdiğidir.
Türkiye'de artık yeni protest müzik çalışmaları göremiyoruz diye düşünüyorsanız eğer bilmelisinizki bir ülkede Protest müziğin bitmesi için orda protesto edilecek hiç bir yanlışlık, hiç bir kötülük kalmamış olması gerekir. Bugün ülkemizde Rap müzik alanında çalışmalar yapan sanatçı ve gruplar aynı misyonu başarıyla üstlenmiş durumdalar. Ceza, Pit10, Nefret, Hayki, Doğu Akdeniz gibi grup ve sanatçılar bu türün günümüzdeki temsilcilerindendir.
Hergün yeni bir acıya uyandığımız, insanların ırkı, mezhebi, dini, cinsiyeti, sebebiyle ötekileştirilip katledildiği bu günlerde hepimize Protest Müziğin ne olduğunu bile hatırlamayacağımız, bizden olmayanı dışlamadığımız, birbirimize hoşgörüyle, saygıyla, sevgiyle yaklaştığımız günler görmeyi diliyorum ve son olarak Günümüzün Pir Sultanı olarak anılan 1998 yılında dünyanın yaşayan üç büyük ozanı arasında birinci sırayı alan yakın zamanda kaybettiğimiz Aşık Mahzuni Şerif'in dizelerini paylaşmak istiyorum
Boşa dövüşmeyin bizim yiğitler
Sizi vurduranlar vurulmuyorki
Kimbilir nerde hangi koltukta
Kömürde tarlada yorulmuyorki
Nilgün Dülger
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder