Caruso, yıllardır her dinlediğimde içime işleyen, her yorumu ayrı bir güzel şarkı...
Geçenlerde bir psikoterapistin yazısını okuyordum ve şöyle diyordu; "Dünyaya ne için geldik? Hiç düşündünüz mü şu an ölüm döşeğinde olsak ve bu dünyadan göçmemize sadece bir kaç saat kalmış olsa yaşadığımız ömrün muhasebesini hangi sorularla yapardık? Şüphesiz hepimizin bu sorulara vereceği cevaplar kendine soracağı sorular birbirinden farklı olacaktır.
Ünlü İtalyan besteci ve yorumcu Lucio Dalla'nın 'Caruso' adlı şarkısını dinliyorduk bugün öğretmen arkadaşlarımızla eğitim verdiğimiz okulda. Ayrıca şarkıyı bugün ilk kez bestecisinin yorumundan dinledim ve şarkının hüznünü gerçekten içimde hissettim. Tanrım o ne güzel bir şarkıdır, ne güzel bir melodidir, bu nasıl bir hissiyat. Yıllardır hem meslektaşlarımdan, hemde bir çok farklı tarzda ünlü yorumculardan dinlemişimdir bu şarkıyı fakat her dinleyişimde kalbime dokunan bu şarkının sözleri ne anlatıyor acaba diye de hiç açıp bakmamışımdır. Melodisinin gücündendir belki sözlerini anlamaya hiç ihtiyaç duymayışım.
Ama o gün bugün oldu ve bu ünlü italyanca şarkının çevirisini okudum. Sonra da merakla hikayesini araştırmaya başladım. Lucio Dalla 1986 yılında bestelemiş bu eseri. İtalya'nın dünyaca ünlü tenorlarından Enrico Caruso' ya atfedilmiş ve besteci şarkıya Caruso adını vermiş.
Kısa süren yaşamına bir çok başarı sığdırmış, yaşam öyküsü filmede alınan Enrico Caruso,19 yüzyıl sonu, 20. yüzyılın başlarında yaşamış, Peritonit hastalığı sebebiyle 48 yaşında hayatını kaybetmiş. Hikayesi ise şöyle; Caruso bir akşam Sorrento'da hasta bir şekilde kaldığı otelin odasından ayrılır ve kıyının bir ucundaki kayaya çıkıp şarkı söylemeye başlar. Onun müthiş sesini duyan balıkçılar etrafına toplanır ve saatlerce onu dinlerler. İşte bu gece onun son gecesidir. Kısaca Caruso, o gece yaklaşan ölümünün farkında, şarkısını söylerken biten hayatını düşünen adamdır.
Şimdi bir taraftan bunları yazıyorum bir taraftanda ölmek üzere olduğumu bilsem acaba ben yaşadığım bu hayatın muhasebesini nasıl yapardım diye düşünüyorum. Kendimle bu hesaplaşmayı yaparken öncelikle hangi soruları sorardım mesela. Okuduğum bir yazıda "ifade edilmemiş duygular asla ölmez sadece diri diri gömülür" yazıyordu. Ben sanırım ilk olarak şu soruyu sorardım kendime duygularımı yeterince ifade edebildimmi? Mesela sevdiklerime onları sevdiğimi söyleyebildimmi, bişeylerden korktuğumu birilerine veya kendime itraf edebildimmi, bir çok insanın 'başarı' olarak nitelendirdiği şeylerin aslında hiç umrumda olmadığını açıkça söyledimmi, hayır ben bunu istemiyorum aslında bundan hiç hoşlanmadım hatta nefret ediyorum diyebildimmi, sevdiğim adama kalbimdeki yerini, ona olan aşkımı, onu ne boyutta sevdiğimi anlatabildimmi ve böylelikle onu mutlu edebildimmi, eğer anne olmuşsam sevgi dolu 'hayırlı' bir evlat yetiştirebildimmi, yaptıklarımla ya da yapmadıklarımla birilerinin kalbine dokunabildimmi, bildiklerimi bencillik yapmadan başkalarıyla paylaştımmı, bu dünyada birilerine, birşeylere faydalı olabildimmi....
Geriye çeviremeyeceğimiz tek şey zaman ve bu gibi soruları kendimize sormamız için ölüm döşeğinde olmamıza hiç gerek yok. Görüyorumki hangi işi yaparsak yapalım hangi mevkide olursak olalım hepimiz bir koşuşturma içerisindeyiz. Kimi zaman daha başarılı olmak için, kimi zaman beğenilmek için, takdir edilmek için, daha fazla para kazanıp lüks bir yaşam sürebilmek için, biri ya da birilerinin gözünde değerli olabilmek için ve bazılarımızsa sadece hayatta kalabilmek için...
Hayalini kurduğumuz hayatı yaşayamamızdaki en büyük faktör de kendimiziz aslında herşey bizim istememizle başlıyor ve o şeye ulaşmamızla ya da pes etmemizle son buluyor. Para için yaşarsak zengin oluyoruz, sadece başarı odaklı yaşarsak birer robot olup çıkıyoruz, mutlu olmak için yaşarsak da mutlu oluyoruz ve öyle son buluyor hayatlarımız.
Lucio Dalla'nın sözlerini yazıp bestelediği Caruso şarkısı, ölmek üzere olan bir adamın, bir kızın gözlerine bakarken hissettiği acı ve özlemin, çok ağır, bir o kadar da hüzünlü ve mecburi bir vedalaşmanın hikayesidir.
Nilgün Dülger
CARUSO
Burası denizin parladığı ve
rüzgarın kuvvetlice estiği yer
Sorrento körfezi önündeki
eski terasın üzerinde
bir adam
Genç bir kızı kucaklıyor
Ve sonra sesini temizleyip
şarkısına devam ediyor
Seni çok seviyorum
çok, çok fazla biliyorsun
Artık bir zincir ki
damarların içindeki kanı eritiyor
biliyorsun…
Denizin ortasındaki ışıkları gördü
Amerikadaki akşamları düşündü
Fakat onlar sadece balıkçı teknelerinin lambaları
Ve uyanan pervanelerin beyazıydı
Müzikteki acıyı hissetti
Piyanonun başından kalktı
Bir buluttan süzülen ayı görünce
Amerikadaki akşamları düşündü
Fakat onlar sadece balıkçı teknelerinin lambaları
Ve uyanan pervanelerin beyazıydı
Müzikteki acıyı hissetti
Piyanonun başından kalktı
Bir buluttan süzülen ayı görünce
Ölüm daha tatlı geldi
Genç kızın gözlerini gördü ki bu gözler deniz kadar yeşildi
Sonra aniden bir damla gözyaşı döküldü
ve adam boğulduğunu düşündü
ve adam boğulduğunu düşündü
Seni çok seviyorum
çok, çok fazla biliyorsun
Artık bir zincir ki
damarların içindeki kanı eritiyor
biliyorsun…
Liriğin gücü
Her dramanın yalan oldugu
Biraz makyajla ve taklitle
Bir başkası olabildigin yer
Fakat iki göz sana bakıyor
Oldukça yakın ve gerçek
Sana bütün kelimeleri unutturuyor
Düşüncelerini karıştırıyor
Her dramanın yalan oldugu
Biraz makyajla ve taklitle
Bir başkası olabildigin yer
Fakat iki göz sana bakıyor
Oldukça yakın ve gerçek
Sana bütün kelimeleri unutturuyor
Düşüncelerini karıştırıyor
Ve böylece her sey önemsiz bir hale geliyor
Amerikadaki geceler bile
Ve ardına bakıyor, hayatını görüyorsun
Pervanelerin uyanışı gibi
Ah evet, hayat bitiyor
Fakat o artık bunu daha fazla düşünmüyor
Zaten kendini oldukça mutlu hissediyor
Ve tekrar sarkısını söylemeye başlıyor
Amerikadaki geceler bile
Ve ardına bakıyor, hayatını görüyorsun
Pervanelerin uyanışı gibi
Ah evet, hayat bitiyor
Fakat o artık bunu daha fazla düşünmüyor
Zaten kendini oldukça mutlu hissediyor
Ve tekrar sarkısını söylemeye başlıyor
Seni çok seviyorum, çok, çok fazla biliyorsun
Artık bir zincir ki damarların içindeki kanı eritiyor biliyorsun...
Lucio Dalla
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder