Afro- Amerikan müzikler deyince aklıma ilk olarak Ray Charles ikinci olarakta 50 Cent geliyor. Şimdi bu ne alaka demeyelim çünkü sonuçta her iki isimde siyahi müziklerin farklı tarzlardaki temsilcileri olarak kabul edilebilir.
Siyahi müzikler deyince birbirinin içine geçmiş homojen bir yapıdan bahsetmiyoruz aslında. Afro-Amerikan kültür, Küba, Brezilya, Haiti, Jamaika ve ABD'de farklı şekillerde gelişim gösteriyor ve Afro-Amerikan müziğin ortaya çıkışı iki yönde ilerliyor. Birincisi Afrika ve Avrupa'dan gelen ananelerin kaynaşması, ikincisi de siyahi müzik hayatının önemli merkezleei olan kilise, okul vb. kurumların ortaya çıkması.
17. yy. ile 19. yy. arasında Afrika'dan bir çok siyahi göçmen gönüllü olarak geliyor ve bunun dışında milyonlarcası da köle olarak getiriliyordu. Köle ya da değil göçmenler o yıllarda çoğunlukla pek çok farklı kültürün, toplumun, kendilerine özgü yerel dilleri ve gelenekleriyle yaşadığı bölgeler olan Batı ve Orta Afrika'dan gelmekteydiler.
ABD'ye getirilen siyahilerin bir çoğu Batı Afrika'nın Senegambia bölgesinden gelenlerdir ve bugün Afro-Amerikalıların icadı olan banjo, Senegambia'da yaygın şekilde kullanılan telli çalgılardan türemiştir.
Bir düşünsenize milyonlarca insanı Afrika'dan köle olarak getiriyorsunuz ve yerleştirdiğiniz bölgelerde isyan çıkmaması, o insanların birlik olmaması ve birlikte kararlar alamayacak duruma gelmeleri içinse ilk yok etmeniz gerekenler tabii ki gelenekleri, kültürleri, en önemlisi de müzik ve dansları oluyor. " Bir milleti tutsak etmek isterseniz, müziğini çürütün" demiştir Konfüçyüs ve bu sebepledir ki yanlarına kendi yerel enstrümanlarını almalarına izin verilmeyen siyahiler, vokal yapma konusunda büyük gelişim gösteriyorlar ve blues, r&b (rhythm and blues) gibi vokallerin ön planda olduğu bir çok müzik türlerinin temellerini atıyorlar.
Blues'daki şarkı söyleme biçimleri Batı Afrika'daki gezgin ozanların bir Afrika müzikal geleneği olan atışma şeklinde söyledikleri şarkılardan türemiştir. Afrika'daki müzikal yapı, çok tekrarlı ve çoğunlukla basit kalıpların çeşitli şekillerde bir araya getirilip daha karmaşık yapılar elde edilmesiyle oluşturulmuştur.
Daha sonraları 19. yy. sonu 20. yy. başlarında Amerika'da ırklar arası münasebetin yoğun olduğu mahallelerde Minstrel (gezici ozan) Gösteriler olarak adlandırılan genellikle beyaz icracıların yüzlerini siyaha boyayarak Afro-Amerikan müzik, dans, giyim ve şiveleriyle alay ettikleri gösteriler sergilenmiş. Ve gelin görünki ilk uluslararası Amerikan hit şarkısı da bir minstrel şarkı olmuş. Thomas Darthmouth Rice bu şarkıyı yüzünü siyaha boyayıp Avrupalı bir dansın Afrikalılaşmış halini taklit ederek söylemiş ve bu dansa Cakewalk adı verilmiş. Rice 1832'de hit olan Jim Crow adlı şarkısıyla böyle büyük bir çıkış yaptıktan sonra siyaha boyanmış yüzlerle yapılan Blackface icralarında bir patlama yaşanmış ve Blackface yaklaşık elli yıl boyunca ABD'de popüler kültürün hakim türü olmaya devam etmiştir.
Şimdi siz sadece beyazlar zencilerle alay ediyormuş gibi düşünebilirsiniz ancak ben kısıtlı kaynaklardan bu konuyu araştırıp incelediğimde bu minstrel denilen gösterilerde beyazların aslında o yıllarda kendi isyanlarını bir nevi zenci geleneklerini kullanarak dışa vurmuş olduklarını farkettim. Zira o yıllar tam anlamıyla politik şarkıların birbirini izlediği günlerin başlangıcıymış.
Yine bu dönemde Afrika'dan gelen göçmenlerden ortaya çıkan müzik türleri 20. yüzyılın başlarında bölgeden bölgeye biçim değiştirerek tüm ülkeye yayılırken kimi besteciler zenci ilahilerine, blues ezgilerine, ragtime denen kesik tempolu şarkılara ve sonunda caz müziğine yönelmişler. Besteciler Amerika'yı ziyaret eden büyük Çek besteci Antonin Dvorak'ın 1893'te New Worl Semphony'dt (Yeni Dünya Senfonisi'nde) olduğu gibi, eserlerini zenci melodileriyle örmeye başlamışlardır. 20. yüzyılın ortalarına gelirken Afro-Amerikan ezgileri ve ritmleri Avrupa müzik türleriyle daha iyi kaynaşmaya başlamıştır.
Siyahi şarkılarının sözlerinde dörtlükler genellikle tek mısranın tekrarından ve her kıtanın sonunda söylenen bir nakarattan oluşmaktadır. Şarkıların çoğu kısmen veya tamamen doğaçlama olarak söylenir. Genelde bir şarkıcı öncülük yaparak kıtanın bir veya iki mısrasını söyler, diğerleri bunu tekrarlar. Bu da tipik Afrika Müziği özelliğidir. Şarkılar genellikle duygusal ve hüzünlüdür ancak zenciler şarkılarında kölelikten pek söz etmezler bu sebeple müziklerinde kinci öğelere rastlanmaz. En azından Rap müziğinin çıkışına kadar rastlanmamıştır diyebiliriz.
Özgürce doğaçlama şarkı söyleme metodunun enstrümantal dans müziğine uygulanması bugünkü caz müziğinin doğuşuna yol açmıştır. Dünyada zenci bir besteci tarafından yazılan ilk senfoni ise Lewi Dawson tarafından bestelenmiştir.
Siyahilerden 20. yy. ortalarında kökeni 1970'lerin getto Amerikasına dayanan bir müzik türü olan rap (rhythm and poem) müziği türemiştir. Rap, Amerika'nın bazı varoş eyaletlerindeki çetelerin birbirlerini ıslah etme amacıyla buldukları Hip-Hop kültürünün müzik koludur. Bu müziğin kültürel kökeni her ne kadar Amerika olsa da nasıl olduysa dünyada bilinen ilk rap şarkısı İtalyan şarkıcı Adriano Celentano'nun 'Prisencolinensinainciusol' şarkısıdır.
Rap müzik o yıllardan bu yana pop vb. müzik tarzlarıyla düzenin çarkına ayak uyduran, aşkı ve güzellikleri konu edinen popüler kültüre bir anlamda isyan bayrağı çekmeyi amaçlayan müzik türüdür. (Gerçi sonraları West Coast-East Coast ayrımına gelindiğinde West Coast Rap şarkıcıları aşkı ve kadını konu edinmeye başlamışlar. Kadın, seks, güzellik ve aşk herzaman ilgi göreceğinden emin olduğumuz konular değilmi zaten. Bir bakıma ezilen halkın sesini ritmik olarak insanlara duyurması da diyebiliriz bence. Çünkü ezilmiş olmak, ikinci sınıf insan muamelesi görmek, bir yerlere ait olamak agresifleşmeyi ve suçu da beraberinde getirir. Rap dediğimiz bu müzikte argo ve bol miktarda küfür kullanımınında sebebi budur.
Sonuç olarak Afro-Amerikan dediğimiz halkın, müzikteki yeri ve önemini incelediğimizde, Zencilerin müziğe karşı üstün yeteneklerinin keşfedilmesi 20. yy. başlarında olmuştur ve bugün hala Afro-Amerikan kökenli blues, r&b, reggea, caz ve rap gibi bir çok müzik türü popüler müziğin içinde önemli yer tutmaktadır.
Nilgün Dülger
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder